Tarkan Film Serisi

Giriş: Bu etiket (classic) daha öncede belirttiğimiz gibi bizim için yeri ayrı olan içeriklere ayırdığımız bir etiket. Yazı başlığımız ise bu sefer Tarkan Film Serisi. Bu etiketin ilk yazısında da olduğu üzere bu yazıyı da Oğuzhan Arif Özen’in kaleminden okuyacaksınız.

                    ——————————————

Tarkan Film Serisi

IMDb Puanları*
1- Tarkan(1969) IMDb6,6/10
2- Tarkan: Gümüş Eyer(1970) IMDb6,5/10
3- Tarkan: Viking Kanı(1971) IMDb6,5/10
4- Tarkan: Altın Madalyon(1973) IMDb6,3/10
5- Tarkan: Güçlü Kahraman(1973) IMDb6,7/10

          Tarkan Film Serisi’nin bende yarattığı izleme keyfi diğer Yeşilçam tarihi filmlerinden çok farklıdır. Zamanı için cesur, şimdilerden bakarsak çok daha cesur bir yapım diyebilirim. İçerisinde bulunan sahnelerin erotik ve mühtehcen tarafı her ne kadar dördüncü filmde ki biraz abartılı yapılsa da gayet yerinde kullanılmış ve farklı bir atmosfer yaratmıştır. Serinin tüm filmlerini izlendiğinde bir kemik senaryo olduğunun farkına varıyorsunuz ancak bu sizin izleme keyfinizi azaltacak biçimde etkilemiyor. 

Belirtmeden geçmeyelim, bu film serisi 1966 yılında yayınlanmaya başlayan Tarkan çizgi romanından uyarlama bir film serisidir. Senaryo uyarlandığında olaylara dikkat edilirken yerler ve kişiler de değişikliğe uğrayabilir şekilde tasarlanıyor. Bunun en keskin örneği serinin son filminde (Tarkan: Güçlü Kahraman) geçen olaylar çizgi romanda Roma’da yanaşanırken değiştirilerek Çin üzerine uyarlanmıştır. Böyle bir ara bilgi geçmişken bu filmlerim çıkış kaynağı olan çizgi romanın yaratıcısı ve eser sahibi Sezgin Burak katkılarını da unutmayalım tabii.



Filmin ana karakteri, seriye adını veren kahraman: Tarkan. Tarkan bizim hafızamızda o meşhur Hun bıyığı ile en yakın dostu olan Kurt’la beraber kazınmıştır. Güçlü, kuvvetli ve bir o kadar da cesur yiğit tiplemesiyle karşımıza çıkmakta. Tarkan ne kadar bu özelliklere sahip olsa da tek başına her şeyi başaran karakter rölünde değildir. Filmin güzel yanlarında biri de budur ya, Yeşilçam’dan alışageldiğimiz o sınırsız kahraman filmleri arasında olmaması. Hem de yine bir Yeşilçam örneğinde. Böylece izleme zevkinize karşı bir durum oluşmuyor. Senaryoda Tarkan’ın içinden çıkılamaz durumlarla karşı karşıya geldiğinde Kurt imdadına yetiştirerek onu kurtarıyor. Bu sahne filmler içerisinde tekrar etmesi biraz can sıksa da senaryo içerisinde ki farklı kollar üzerinden ilerleyen hikaye tat almanızı sağlıyor. Tarkan karakterinin diğer bir tarafı ise kadınlarla ilişkisi. Yakınlaştığı tüm kadınların başına bir şey gelmesini bir tarafa bırakın bir çoğu hayatta bile kalamadı. Bunu anlayışla karşılayabiliriz aslında. Tarkan karakterini bağlayacak bir unsur bulunmaması açısından ve farklı uluslarla mücadeleye girdiğinden karakter sınırlandırılmasını engellemekte. Paragrafın başlarında bahsettiğim gibi Tarkan tek başına yenilmez değildir. Hatta bir rakibine karşı neredeyse tamamen tükenmiş durumdayken, pekte etkileyici olmasa da çok abartıdan uzak bir şekilde geri dönmüştür eski gücüne. Başınadan geçen olayların gerçekliği de Başbuğ Attila tarafından görevlendirildiğini düşündüğümüzde gayet olağan şeyler diyebiliriz. Tabii içerisinde o dönem mitolojisinden etkilenerek yapıldığını unutmamak kaydıyla.



Biraz da oyunculara bir göz atalım. Tarkan Film Serisi’nde Tarkan rölüne hayat veren değerli oyuncumuz Kartal Tibet olmuştur. Sadece oyunculuk kariyeri de bulunmamakta geçen zaman içerinde yönetmen ve senaristlikte yapmış bir kişi kendisi. Ve belki de bu film serisinin bir klasiğe dönüştüren en önemli etkenlerden biri. Halit Akçatepe ve Zeki Alasya da serinin ilerleyen filmlerinde yer almış ünlü isimlerdendir. Tarkan Film Serisi aynı zamanda değerli ve bir o kadar da güzel kadın oyuncularıyla da öne çıkmış bir yapım. Lale Belkıs, Zehra Aktan, Eva Bender, Seher Seniz, Fatma Belgen(...) içinde bulunduğu nice kadın isim daha. Bir diğer dikkat çeken oyuncu isim ise Reha Yurdakul’du film serisinde farklı rollere hayat veren başarılı bir oyuncu. Başbuğ Attila’ya hayat veren isim ise Oktar Durukan olmuştu.



Şimdi gelegelim set işçiliğine ve dönem kıyafetlerine. Kıyafet tarzı altmışlı ve yetmişli yıllarda çekilmiş bir filme göre oldukça iyi, bir o kadar da kullanılan dekorlarda öyle. Tarihsel bağdaşlaştırmada ise farklı bir tablo ortaya çıkıyor. Dönem kıyafetleri kullanılmış zamana ve imkana göre kalite olarak yerinde. Ancak filmlerde Tarkan’a farklı bir hava katan kıyafetler tercih edilmiş. O dönemde var olan ancak Türklerin pek kullanmadığı bir model olan kısa elbise kullanılmış. Ama yine de amacına bağlı olarak  filme güzel bir hava katmayı başarmış. Tarkan’ın düşmanlarında, gözü rahatsız edecek derecede kıyafetlerde pek bir hata yoktu. Ancak kendisine daha iyisi de olabilirmiş dedirtiriyor. Aynı zamanda bazı tarihsel karışıklıklarda yaşanmış. Vandallara giydirilen kostüm daha çok İskandinav-Viking kıyafetlerine oldukça benzer tercih edilmiş. Bu da tarihsel gerçekliğe biraz zarar vermiş.



 Çekim yerlerine değinecek olursak oldukça başarılı sonuçlar elde edilmiş, rahatsız edici bir durum yok diyebiliriz. Yani izlediğinizde “- Bu olay Baltık’ta geçiyor çölde değil.” gibi bir söylem içerisinde olmayacağınızı umuyorum. Bir de filmin konusu itibariyle farklı uluslara ait insanlara da gereksinim var. Türk oyuncuların kostüm makyaj gibi araçlarla bu karşılanmaya çalışılmış. Bazı kadın oyuncular yurt dışından getirilmiş. Görünüşe bakılırsa repliksiz yabancı oyuncularla da desteklenmiş. 



Son olarak bahsetmek istediğim konu ise filmin değindiği tarih. Yani Batı(Avrupa) Hun İmparatorluğu zamanında geçmesi. Burada hikaye içerisinde Attila bulunması ve tarihsel bazı olay ve olgulara yer verilmesi oldukça önemli olduğunu düşünmekteyim. Tarihimiz bu kadar önemli ve hayati bir dönemi olan Hunlar’ın anlatılması en azından halkta merak veya bu tarihi döneme karşı bir aşinalık yaratmıştır. Bu görevi üstlenmesi de benim için artı bir puan olmuştur.

                                             Oğuzhan Arif Özen

Dipnotlar:
*IMDb
Görseller

Yorumlar

Popüler Yayınlar