İşler Güçler

Giriş: Bu makalede başlık direk içerikle alakalı. Açıklık getireyim, etikete baktığınızda “classic” ibaresini görmektesiniz. Bu etiket bizim için yeri ayrı olan içeriklere ayıracağımız bir seri olacak. Bu serinin ilk yazısında İşler Güçler dizisini ele alacağız. Bu serinin ilk yazısını Oğuzhan Arif Özen’in kaleminden okuyacaksınız.

                   ————————————

İşler Güçler(Dizi) IMDb8,5/10*

          Bu dizinin bende çok ayrı bir yeri vardır. 2012-2013 senelerinde çekilmiş olan ve “modern muzip yalanlar” mottosuyla yayınlanan bu dizi hem senaryosu hem oyuncuları hem de mekanları bakımından izlerken gerçekten keyif veren yapımlardan. Hatta benim için bu yapımlar arasında birinci sırada diyebilirim. Dizi, sizi içine çeken bir farklılık yaratıyor. Bu farklılık çok önemli. Çekildiği dönemde kültlere girmiş olan dizi, bu kült değerini farklılığına borçlu olduğunu düşünüyorum. Şimdi  duygu ve düşüncelerimi bir kenara bırakıp incelemeye başlayalım.

Diziyi değerlendirirken şunu unutmayalım ki, İşler Güçler bir yaz dizisi olarak Star’da başladı ve tek sezon halinde 10 ayı aşkın sürece kesintisiz devam etti. Ancak diziye giriş çıkışları değerlendirdiğimizde ve akışı takip ettiğimizde 3 kısıma ayırabiliriz bu yapımı. Geçiş aralıkları bazen yumuşak olurken bazen de sert olabiliyor bu durum sizi pek rahatsız etmiyor. Kabaca ayırmak gerekirse, bu 3 kısımının da ayrımını Ecevit karakterinin diziye gelişinin ve gidişinin yer aldığı bölümleri bir turnusol kağıdı olarak kullanabilirsiniz.





İşler Güçler’in esas konusu: dizi, film sektördeki zorlukları anlatırken bu sektörün içerisinde bulunan 3 oyuncunun neden başarısız olduklarının alt metininden bize yansıtıyor. Elbette bunu absürt karakterlerinde içersinde bulunduğu ama gerçek hayattan da bağlantılarını koparmadan bir komedi yapımıyla başarıyor. Dizi birçok konuda göndermeler yaparakta kendi içerisinde boş durmuyor. Hatta belirtmeliyim ki yayınlandıkları kanal olan Star TV’ye bile atıfta bulunacak derecesinde cesaretli bir yapım. Ana parça dışındaki karakterler de akışın vazgeçilmez bir parçası halinde. Örneğin Salih Abi(Burak Satıbol) dizide ki yeri vazgeçilmez bir durumda. Giyimi kuşamı, istekleri ve hareketleri bence dizinin en büyük rengi. Karekterleri incelemeye girmeden biraz senaryodan bahsedeceğim.

Senaryo, neredeyse kusursuz denilebilecek kadar iyi; akıl oyunlarıyla, akıcılığıyla ve replikleriyle tek kelimeyle şahane. Senaryo yazarı Selçuk Aydemir gerçekten çok iyi bir iş çıkarmış.-Dizinin yazar kadrosunda yalnız olmamasına rağmen proje tasarımcısı olarak makalemde ondan bahsedeceğim-Aynı zamanda İşler Güçler dizisinin de yönetmenliğini üstlenmiş bir isim. Hem yazıp hem yönetmek işinin altından başarıyla kalkan Selçuk Aydemir ilerde yapacağı projelerde de bu dizi kadrosuyla beraber çekirdek bir ekip oluşturmuşa benziyor. Ne kadar önceden de bu ekiple ayrı ayrı ya da birlikte işlerde bulunmuş olsalarda bence bu ilk büyük kitle ulaşımı bu diziyle idi. Çalgı Çengi filmi daha kısıtlı kesime hitap ederken İşler Güçler dizisinin farklı bir atmosferi vardı. Selçuk Aydemir aynı zamanda bu dizide bulunan yan ya da Sadi’nin deyimiyle yardımcı oyuncular dahil bir kadro oluşturacak. İleride de aynı ekiple iyi işler çıkarmaya devam edecek(Kardeş Payı, Düğün Dernek-1,2- Çalgı Çengi 2) Dizide birkaç bölümde kendisine yer veren Selçuk Aydemir hem yönetmenliğiyle hem yazarlığıyla İşler Güçler’in proje yaratıcısı.

Şimdi benim için bu diziyi bir klasiğe dönüştüren en önemli unsura gelelim yani oyunculara. Oyuncu kadrosu, senaryonun hakkını çok iyi veren bir kadro denebilir. Dizinin üç başrolü: Ahmet Kural, Murat Cemcir, Sadi Celil Cengiz (Kendi isimleri ile oyunuyorlar) gibi isimlerden meydana gelen asıl parçanın yanında yan karakterlerle de yukarıda biraz bahsetttiğimiz gibi dizinin birer vazgeçilmezine dönüşüyorlar. Salih Abi-Burak Satıbol-, Vedat- Korhan Herduran-, Zehra Cengiz- Ceren Moray- (...) gibi nice isim İşler Güçler’i 
bir külte, bir Classic’e dönüştürdüler. Mesela, Zehra karakteri diziye fark yaratacak bir şekil de ve cesurca yazılmış bir mizah anlayışıyla İşler Güçler’in içerisinde bulunmuş bir karekter. Yalan söyleyemeyen, cinselliği konusunda oldukça özgür ve fazla gerçekçi söylemleri ile en başta bahsettiğimiz dizideki  farklılığı yaratanlardan. Salih Abi karekterinin ise yeri hepsinden özeldir. Salih Abi’nin dizide Ahmet Kural’ın komşusu  rolündedir. Kendisi yazının başında belirttiğim özellikleriyle bir bütündür. Ahmet Kural ve dizideki rolü açısından komşudan daha fazlasıdır. Kendisi gerektiğinde hem sahiplenici hem de kendine has tarzı ve özgür takılan hareketleriyle tek başına bir kişilik.
 
Mekanlardan da bahsetmezsek olmaz. Ahmet’Kural’ın evleri, Murat Cemcir’in kaldığı otel, Sadi’nin ve Zehra’nın kaldığı ev(...) gibi mekan seçimleri dizinin tadı tuzu sayılır. Bu tadı ve tuzu kararında ve yerinde kullanıldığında tadın yenmez. Mekanları ne kadar iyi kullandıklarıda ortada. Ahmet’in yeni evine hemen alışamasam da daha sonra yeni hatıralar yaşandıkça evin yerini kabullendim. Salih Abi’den uzak bir Ahmet Kural evinden şüpheliyken senaristler yapmışlar yapacaklarını ve Salih Abi’yi Ahmet’ten ayırmamışlar birçok sahnede.

 Kısaca konudan bahsettik, senaryoya ve senaristine değindik, oyuncularına da hakkını vererek adlarını andık, mekanıda hallettik şimdi ise dizinin kendi içinde yaptıkları işlere bir göz atalım. Yani Meslek Hikayeleri, Kayp ve Erol ile İbrahim gibi dizinin iç yapımlardan. Meslek Hikaye’lerinin bir çok bölüm çekildi ama tamamı bizim görüşümüze yayınlanmadı. Meslek Hikaye’lerinin asıl olayı kamera arkasında yaşanan olaylar idi, o kısımları da gayet yeterliydi zaten. Kayp ise küçük fragmanlar ve pilot bölüm halinde kalmış, ne dizi içerisinde ne de bizim görüşümüze ulaşmamış bir proje idi. En büyük bomba bence Erol ile İbrahim’di. Dizinin içerisinde resmen bir de film çıktı ve sonunda onuda 41. Bölüm olarak yayınladılar. İçerisinde ki sahneler ve kültür dizinin renklilik yelpazesini genişletirken, farklığı da beraber getiren unsurlardan biriydi. Diziden apayrı karakter ve senaryosu ile karşımıza çıkan film, en az İşler Güçler’in diğer kısımları kadar keyif vericiydi.

Dizi hakkında hiç mi olumsuz bir şey yok? Derseniz. Elbette var. Benim için dizinin 2. kısmında diziye dahil olan Ecevit karakterine bir sempati duyamadım ama gittikçe diziye adapte olması daha az göze batmasına yol açtı ve kabullenmiş oldum. Bir de Sadi’nin dış görünüşünde ve sitilinde zaman içerisinde ki değişimi benim pek hoşuma gitmemişti, alışamamıştım. Ayrıca Aşkın’ın çok tutarsız hareketleri bir havada kalmışlık hissi bıraktı bende.

Evet değerlendirmemin sonuna geldim. Bu çok sevdiğim yapımı İşler Güçler’i incelemek büyük bir zevkti. Genel hatlarıyla, senaryosuyla, oyuncularıyla, mekanlarıyla, artıları ve eksileriyle bir Classic’i  “fıtıfıtı” değerlendirmeye çalıştım. 

                                             Oğuzhan Arif Özen

Dipnot:

Yorumlar

Popüler Yayınlar